Yeme Bozuklukları

BESLENME DÜZENİM DOĞRU MU?

Beslenme hayatımızın olmazsa olmazı. Hayatımızı devam ettirebilmek için elbette beslenmek zorundayız. Ancak her düzenin bir kuralı olduğu gibi beslenmemizin de bir düzeni ve kuralı olmalıdır. Sağlıklı beslenme, bizi potansiyel hastalıklara karşı koruduğu gibi; var olan pek çok hastalığı da tedavi edici özelliktedir.

Elbette hayatın akışında her günümüz aynı düzende ilerlemez. Öğün atladığımız, iştahımızın uçlarda gezdiği veya da özel günler, kutlamalar olabilir. Önemli olan sağlıklı bir beslenme düzenimizin olması ve bozulmalara süreklilik kazandırmadan en az sapmayla devam edebilmek.

Ancak, hâlihazırda bir düzenimiz yoksa ya da bozulmalar uzun sürede toparlanamıyorsa orada işler biraz değişir. Çünkü bu durum şu an ve ileriki yaşam için ciddi bir problem demektir. Peki, ama durumun ciddiyetini nasıl anlayabiliriz ve neler yapmalıyız?

(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
REKLAM

Adölesanlarda Bozulmuş Yeme Düzeni

Adölesan dönem yani 11-19 yaş arası dönem sağlıklı bir yetişkinliğin ön hazırlığıdır. Hayat boyu devam edecek pek çok alışkanlık bu dönemde yerleşir. Tabii vücut da kendini yavaş yavaş yetişkin bir birey olmaya hazırlar. Bunu yaparken de ihtiyaçları artar ve sağlıklı seçimler yapmak çok daha önem kazanır.

Bu dönemde sizlerin de yakından bildiği gibi birazcık sınavlar, arkadaşlıklar, dış görünüş, geleceği şekillendirme odak nokta haline gelir. Bütün bunlar olurken tabii ki sessiz sedasız da olmaz; stresler, depresyonlar havada uçuşur çoğu zaman. İşte tam da bu noktada tüm bunlardan etkilenmiş bir beslenme düzeni daha doğrusu düzensizliği ortaya çıkar. Uçlarda gezen kontrolsüz iştah durumu yıpratıcı olabilmektedir. Etkileri ise elbette sadece vücut ağırlığı üzerinde değil; okul başarısı, hayat kalitesi, duygudurumu kısaca tüm hayatınız üzerinde etkili olur.

yeme bozuklukları

Yeme Bozukluklarının Oluşmasında Etkili Olan Faktörler

Pek çok çalışma gösteriyor ki yeme bozuklukları en çok adölesan dönemde ve özellikle 15-19 yaş grubunda görülmekte (1). Nedenleri ise hiç de şaşırtıcı değil. Çünkü yeme bozukluklarının temelinde olumsuz beden algısı yatar. Yani birey vücudundan, kilosundan, dış görünüşünden memnun değildir. Çare olarak gördüğü ilk yol da beslenmesinin düzenini değiştirmek olur çoğu zaman. Dolayısıyla tam da adölesan dönem, bu gibi duygular için biçilmiş kaftandır. Sosyal çevre ve özellikle de artık hayatımızın her alanında söz hakkı olan sosyal medya maalesef ki buna ciddi bir zemin hazırlamakta.

Zayıflığın güzellik ile özdeşleşmesi ise bu durumun kilit noktasıdır. Bu sebepledir ki yeme bozuklukları genç kızlarda çok daha fazla gözlenmektedir (2). Tabii ki sebepler sadece dış çevreyle de sınırlı değildir. Genetik faktörler, travmalar gibi bireyin kendi elinde olmayan sebepler de etkili olabilmekte (3).

Başlıca En Sık Rastlanan Yeme Bozuklukları

Yeme bozukluklarından sık görülen ve DSM-5’te olan birkaçı; anoreksiya nervoza, bulimia nervoza ve binge-eating (tıkınırcasına yeme bozukluğu) (4) ve klinik olarak DSM-5’e dâhil edilmeyen ortoreksiya nervozadır. Genel olarak bakacak olursak;

yeme bozuklukları



Anoreksiya nervoza, birey beklenenin altında bir vücut ağırlığındadır ancak şişmanlamaktan aşırı korkar ve kendi vücut biçimini ve ağırlığını algılamada bozukluk yaşar. Bu nedenle hastalar beslenmelerini neredeyse sıfırlar.



Bulimia nervoza, anoreksiden daha sık görülürken tıkınırcasına ve boğulurcasına yemek yeme nöbetleri vardır. Bu nöbetlerde kişi normal bir insanın yiyebileceğinden çok daha fazlasını çok daha kısa zamanda yer ama yemek yeme ihtiyacını ve doygunluğunu hissetmez ve dengeleyemez. Bu kadar yemeği istemsiz bir şekilde yedikten sonra ise kilo alma kaygısına kapılır ve kendince bulduğu yöntemlerle yediklerini çıkartmaya çalışır.


yeme bozuklukları

Binge-eating (tıkınırcasına yeme bozukluğu), yineleyen tıkınırcasına yeme dönemleri ile karakterizedir. Birey benzer koşul ve sürede, çoğu kişinin yiyebileceğinden açıkça daha çok yiyeceği yer. Bu dönem sırasında, yemek yemeyle ilgili denetim kalkar. Daha sonrasında ise kendinden tiksinme, çökkünlük yaşama ya da büyük bir suçluluk duyma hali mevcuttur.

Ortoreksiya nervozadaise, birey sağlıklı beslenme konusunda oldukça takıntılıdır ve kendine göre en sağlıklı olduğunu düşündüğü yönde beslenir (5).

Öneriler

Yeme bozuklukları anlık olarak vücuda verdiği zararların yanı sıra uzun vadede ölüm dâhil çok ciddi sonuçlanabilecek önemli rahatsızlıklardır. Peki, yeme bozukluğu açısından riskli olduğunuzdan şüpheleniyorsanız ne yapmalısınız?

  • Öncelikle tabii ki sakin olmalısınız. Bu durumla tek başınıza savaşmanız gerekmez, profesyonel bir destek almanız çok daha faydalı olabilir.
  • Günümüzde pek çok hastalığın baş sorumlusu stres… Stres ile yeme bozuklukları kısır döngü haline gelebilmekte. Yani burada da evrensel öneri geçerli: stresten uzak durun. Elbette sıfırlanmadığı için başa çıkmayı öğrenmek gerekli. Bunun en güzel yolu ise; kendinizi çok daha iyi hissettiğiniz birazcık bile olsa sorunlardan uzaklaştığınız faydalı uğraşılarınızın olması. Örneğin spor, ilginizin olduğu bir hobi vs. Kendinizi en iyi siz tanırsınız, mutlu olduğunuz mutlaka faydalı bir uğraşı bulabilirsiniz.

yeme bozuklukları
yeme bozuklukları
  • Araştırmalar öğün atlamanın da yeme bozukluklarıyla bağlantılı olabileceği yönünde (6). Bu da yine adölesan dönemde sık rastlanan bir durum. Kaldı ki vücut gereksinimlerinin arttığı bu dönemde çok daha fazla dikkat ederek yeterli ve dengeli beslenmelisiniz. Dolayısıyla öğün düzeniniz mutlaka olsun ve öğün atlamamaya maksimum özen gösterin.
  •  Son olarak, siz ve bedeniniz çok değerli. Standartlara göre değil, sağlığınız için ona çok iyi bakın.

Sağlıkla kalın…

Kaynakça

(1) Micali N, Hagberg KW, Petersen I, Treasure JL. (2013). The incidence of eating disorders in the UK in 2000–2009: findings from the General Practice Research Database. BMJ Open, 3 (5), 1-8.

(2) Harrison, A. N., James, C., Williams, M., Gardner, A., Scarlett, S. C. D., Chang, S. M. (2015). 18. Adolescent Disordered Eating Behaviours and Attitudes in a LowMiddle Income Country. Journal of Adolescent Health, 56 (2), S10.

(3) Berkman ND, Bulik CM. Brownley KA, et al. Management of eating disorders. Evid Rep Technol Assess (Full Rep). 2006;(135):1-166.

(4) American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (DSM-5®). American Psychiatric Pub.

(5) Varga, M., Dukay-Szabó, S., Túry, F., van Furth, E. F. (2013). Evidence and gaps in the literature on orthorexia nervosa. Eat Weight Disord, 18 (2), 103–111.

(6) Akman, M., Akan, H., İzbirak, G., Tanrıöver, Ö., Tilev, S. M., Yıldız, A., Tektaş, S., Vitrinel, A., Hayran, O. 2010. Eating patterns of Turkish adolescents: a cross-sectional survey. Nutr J ;9(1): 67.

Diğer yazılarımıza buradan ulaşabilirsiniz.

(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
REKLAM