Sınav Döneminde Kaygı
Hayat uzun bir yolculuk ve sınava çalışma süreci seni hedefine götürecek olan otobüsün geçeceği bir durak sadece, belki heyecanla beklediğin o otobüs tam vaktinde gelecek, belki otobüsü kaçıracaksın ve bir sonraki otobüsü bekleyeceksin, belki de hedefin yola çıkınca değişecek ve alternatif yollar arayacaksın ama hep o durakta beklemeyeceksin. Hayat tüm sürprizleriyle sana kucak açmaya devam edecek. Sen varsan her zaman umut var demektir.
Sınav döneminde kaygılı hissediyor olabilirsin. Bu çok normal, çoğumuz sınav döneminde kaygıyı farklı yoğunluklarda da olsa hissederiz.
Keşke hiç kaygılı hissetmesem diye düşündüğün oluyor mu?
Hiçbir zaman kaygılanmamayı istemek maalesef gerçekçi ve işlevsel değildir. Kaygı hayatımızda olmasaydı gerçek tehlikelere karşı kendimizi koruyamıyor olurduk. Bu nedenle kaygı bizi hayatta tutan önemli duygulardandır. Kaygı genelikle bir an önce kurtulmamız gereken ve istenilmeyen bir duygu olarak değerlendirilebiliyor fakat orta düzeyde kaygı bizi hedeflerimize motive eden en önemli kaynaklardandır. Kaygı, olması gereken düzeyden az ya da çok hissedildiğinde performansımızı olumsuz şekilde etkilemektedir.
Kaygı nedir? Neden kaygılanırız?
Kaygılanmak, gelecekte gerçekleşme ihtimali olan olumsuz durumları ya da olayları düşünmek ve buna üzülmektir. Hayati tehlike altında olduğumuzu hissettiğimizde, başarı ya da performans gerektiren durumlarda, belirsizlik durumlarında, yeni bir durum ve kişilerle karşı karşıya kaldığımızda kaygılanabiliriz. (1)
Kaygının fiziksel, duygusal ve zihinsel belirtileri vardır. Olumsuz düşünceler, beklentiler, tekrarlayan düşünceler ve felaket senaryoları kaygının zihinsel belirtileridir. Peki bu olumsuz düşüncelere nasıl yaklaşmalıyız?
Kaygı da diğer tüm duygularımız gibi bizi ziyarete gelir ve gider. Eğer bizi ziyarete gelen kaygıya kapıyı açmaz, görmezden gelir ve onunla konuşmazsak eskisinden daha ısrarlı bir şekilde kapımızı çalmaya ve ziyaretlerini sıklaştırmaya devam edecektir. Zihnimiz hiç durmadan düşünce üretmektir ve bu düşüncelerin çoğu bizi olası tehlikelerden korumak için olumsuz düşüncelerden oluşmaktadır.
Güney Kaliforniya Üniversitesi Nöro Görüntüleme Laboratuvarı’na göre, ortalama bir insanın dakikada yaklaşık 48,6 düşünce, bir günde ise yaklaşık 70.000 düşünce ürettiği belirtilmiştir. (2)
Sizce zihnimize gelen bu düşüncelerin hepsi gerçek olabilir mi?
Zihnimizde beliren düşüncelerin hepsi tabii ki gerçek değildir fakat olumsuz düşünceler zihnimize geldiğinde çoğu zaman gerçekmiş gibi kabul edebiliyoruz. Bu noktada zihnimizden geçen her düşünceyi üstümüze yapıştırmadan, bastırmadan ve kovmadan bakmak faydalı olacaktır. Düşüncelerimizden kaçmadan ve odağımız haline getirmeden kalması gerektiği kadar bizimle kalabilmesine alan tanımak bizi çokça rahatlatacaktır.
Kaygılarımızı yok saymak yerine varlığını kabul etmek ve zihnimizden geçen düşüncelerle bir yargıya varmak yerine onları olduğu gibi izlemek kaygımızı işlevsel düzeye getirmek için attığımız önemli adımlardan olacaktır.
Sınav sürecindeyken sınava yönelik kaygı hissediyor olabilirsin. Şimdiye kadar elinden geleni çokça yaptın. Yapmaya da devam ediyorsun. Zaman zaman kendi içinde çalışmalarının yeterli olup olmadığını sorguluyor olabilirsin. Bu noktada geleceğe ya da geçmişe odaklanmadan her gün o gününü en verimli şekilde nasıl geçirim diye düşünürsen, o günler birleşip sana beklediğin hediyeni verecek.
Unutma, seni engellemeyen kaygı sana güç verir.
Sınav durağında beklerken biricik kendine iyi bak çünkü yol uzun ve daha yeni başlıyor. 🙂
Kaynak:
- İstanbul Bilgi Üniversitesi-Kaygı Broşürü (1)
- https://www.reference.com/world-view/many-thoughts-per-minute-cb7fcf22ebbf8466 (2)
Daha fazla içeriğe buradan ulaşabilirsiniz.
