Sınav Senesi Sosyal Medya Kullanımı Nasıl Olmalı?
Gün içinde boş kaldığımız gibi elimiz telefonlarımıza gidiyor ve sosyal medya da gezinmeye başlıyoruz. Takip ettiğimiz kişilerin neler yaptığı neler yediği ve içtiği kiminle beraber olduğu ve nerelere gittiği gibi daha bir çok şeyi öğrenmek ile saatler harcıyoruz. Bazen ise eğlenceli/komik videolar ile saatlerimizi yiyip bitiriyoruz. Peki bu ne kadar doğru? Sınav senesi sosyal medya kullanılmalı mı? Hesapları kapatmalı mıyız? Ne kadar aza indirebiliriz? Sınav senesi sosyal medya kullanmak bizi ne kadar etkiler?
Sınav senesinde sosyal medya kullanımı hakkında yorumaları sizin için derledik.
Neden Sosyal Medya Kullanırız?
İlerleyen ve tamamen medya ortamına geçmeye başlamış hızla ilerleyen bir hayat varken bu zamanda sosyal medya kullanmayan insan bulmak zor doğrusu. Tabi insan sosyal bir varlık. Bu yüzden de yaptıklarını insanlar ile paylaşmak bizlere cazip geliyor.
Aynı şekilde başkalarının neler yaptığını görmek de öyle. Kimisi sevdiği dizi/film/kitap gibi şeylerin haberlerini, videolarını ve hayranlar tarafından açılan hesaplarını takip eder. Sevdiği bir film ile ilgili replikler görmek için mesela. Kimisi sadece yakınlarının olduğu bir nevi ”Ne yaptığımı görsünler.” kafası ile küçük hesap kullanır. Kimisi ise içerik üreterek insanlar tarafından takdir almak, onlara bir şeyler aktararak yardımcı olmak gibi şeyler için hesap açar. Bu amaçlardan hangisine sahip olursanız olun her şeyin fazlası zarar olduğu gibi sosyal medyanın da öyle. Hatta belki de sınırın biraz bile aşılması ile büyük problemlere yol açabilir.
GfK ve Cereyan Medya iş birliğiyle yapılan araştırmaya göre, Türkiye’de yaşayan her 10 kişiden 8’inin bir sosyal medya hesabı var ve bu kişiler günde ortalama 4 saatini, bu platformlarda geçiriyor. 15-24 yaş grubu ise günde ortalama 5 saat sosyal medya kullanıyor. Bir günün sadece 24 saat olduğunu düşünürsek, aslında tek bir iş için harcadığımız bu saatlerin aslında ne kadar büyük bir israfı işaret ettiğini görürüz. Ne yazık ki, akıllı telefonların hayatlarımız üzerindeki hâkimiyetlerini her geçen gün daha da pekiştirmesiyle sosyal medyada harcanan saatler de her geçen yıl daha da artmış olacak.
Dikkat Dağınıklığı
Pettman
Sosyal medyanın bize vermiş olduğu başlıca zararlardan biri tabi ki de dikkat dağınıklığı. Pettman’a göre; gündelik yaşamda sosyal medyaya odaklanmak, bizde sonsuz dikkat dağınıklığı oluşturuyor: “Sosyalleşmek amacıyla kullandığımız platformlar, giderek bir Japon balığınınki kadar düşen bellek kapasitelerimiz ve sincaplarınki kadar kısalan dikkat sürelerimiz yüzünden tehlikeye girmektedir.”
Clay Jhonson
Jhonson’a göre ise “Dikkat denilen şey, bilişsel enerji gerektiren ve ancak çabalarsak gelişen bir şeydir. Kanepede oturarak maratona hazırlanamayacağımız gibi, gözümüzün önünde beliren her dikkat dağıtıcının ayartısına kapıldığımız takdirde de, dikkat süremizi koruyamayız. Bilgi giderek daha çok kişisel hale getirildiğinden bilgiye karşı koymamız giderek daha zorlaşıyor. Bu yetmezmiş gibi dikkat süremiz de giderek daha kısalıyor.”
Ve neticede uzun metinleri rahatça okuyamıyoruz, uzun videoları seyretmeye sabrımız yetmiyor, bir işe odaklanma hazırlığımız uzuyor, kendimizi herhangi bir şekilde çalışmaya verdiğimizde aklımız cep telefonumuzda kalıyor. Sinemada film izlerken, evde televizyon başında,ailemizle yemek yerken, birileriyle sohbet ederken, elimiz, gözümüz, kalbimiz ve aklımız, cep telefonumuzun siyah ekranında takılı kalıyor. Her on saniyede bir, kilidini açıp ekrana bakmamız, sosyal medya hesaplarımızda paylaşılanları kaçırmamak için çaba sarf etmeye odaklanmamız, olağan güdülerimiz oldu artık.
Hareketsizlik
Özellikle sınav senesi günümüzün çoğu hatta belki de tamamı masa başında ders çalışarak geçiyor. İstemeden de olsa düzgün bir çalışma ortamı için bu şart. Bunun üstüne bir de saatlerimizi harcadığımız sosyal medya için bilgisayar, telefon başından kalmadığımızı düşünün. Boş zamanlarımızı yürüyüş, spor gibi bizim hareket edip vücudumuzu dengede tutacak eylemlere ayırmak yerine hiç yerimizden kalkmayıp bilgisayar başında oturmanın hiç doğru olmadığı apaçık ortada. Anlayacağınız hem sınav senesi sosyal medya kullanmak hem de günlük yaşantıda kullanmak sadece mental olarak değil fiziksel olarak da insana oldukça zarar veriyor.
Bununla beraber verdiği fiziksel zararlardan biri de elbette baş ve göz ağrıları. Bunun sebepleri de gözlerimize oldukça zarar verecek derecede parlak olan ekrana saatlerce bakmamız ve sosyal medya sebebi ile uyku düzenimizin de altüst olması. Olan baş ve göz ağrıları da bizim verimli şekilde ders çalışmamamıza engel oluyor. Bunun bir de sınav senesi olduğunu düşünürsek işler hayli kötü bir hal alıyor.
Sonuç Olarak Sınav Senesi Sosyal Medya Kullanılmalı Mı?
Aslında bunun tam bir cevabı yok. Çünkü oldukça kişisel bir şey. Düzgün bir zaman programlaması için sınav senesi sosyal medya kullanımını en aza indirmek size mutlaka yararı dokunacak bir davranış olacaktır. Sadece dersleriniz için değil, günlük yaşantınızda da sosyal medyayı az kullanmanın yararlarını göreceğinize eminim.
Tamamen kapatma konusunda ise eğer kendinize hakim olamıyor, sürekli sosyal medya da da vakit geçiriyorsanız hesaplarınızı kapatıp uygulamaları silmeniz en iyisi olacaktır. Ama bundan önce kademeli olarak azaltmayı deneyebilirsiniz. Bu sayede sosyal akıştan da geri kalmamış olursunuz.
Kontrollü bir şekilde kullandığınızda zararı olmayacak hatta kafanızı dağıtmanız için iyi bile olacaktır. Tabi ki eğer sınav senesi ise ve sınava az kaldıysa son dönemler için tamamen kaldırmak daha iyi olabilir. Çünkü sınav senesi sosyal medya kullanımı kişiyi normalde olduğundan daha fazla etkilemektedir.
Sınav senesi sosyal medya kullanımı sizi belirli yerlerde iyi hissettrirse de uzun vadede çok zarar verebilir, zamanınızı boşuna ve gereksiz alıyorsa buna “Dur” demek tamamen sizin elinizde.
Türkiye’de sosyal medya kullanımı hakkında yapılan araştırmaya buradan ulaşabilirsiniz.
Motivasyon ve ders içerikleri ile ilgili daha fazla içeriğe buradan ulaşabilirsiniz